ANKARA CUMHURİYETİN 100. YILI ANITI MANSİYON ÖDÜLÜ

PROJE / YER / TARİH
2023 Cumhuriyetin 100.Yılı Anıtı Fikir Projesi Yarışması,  Mansiyon Ödülü / Ankara, Türkiye / Haziran, 2022
 
FONKSİYON
Kamusal, Kültür, Karışık kullanım
 
TOPLAM İNŞAAT ALANI
6.200 m2
 
YARIŞMAYI AÇAN KURUM
Ankara Büyükşehir Belediyesi
 
MİMARİ EKİP
M.Barış Yegena, Özge Özkul
 
DANIŞMANLAR
Reva Şermet, Tanzer Sezen 
 
 
 
Cumhuriyet, günümüzde ulusumuz için yeni bir başlangıç olarak algılansa da ilan edildiği ve hemen öncesindeki dönemde bir sonuçtu.  Anıt ve çevresini oluştururken öncelikle bu sonucun öncülündeki hazırlayıcı olaylara ve zaman akışına bakılmıştır.
 
– Bölgedeki topoğrafyaya kavramsal yaklaşım :
Kurtuluş Savaşları öncesinde zaten yorgun olan, Milli Mücadele sırasında da yaralanmış yurdu ve ulusu tepe ifade eder. Tepe, Türk ulusunun toprağıdır.  TBMM’nin açılışı ve Milli Mücadele döneminde ulusun ve vatanın durumunu anlatmak için adeta özellikle oluşturulmuş bir topoğrafyası vardır. Fiziki hali çorak, kayalık ve sarptır. Yer yer oyulmuş içerisi boşaltılmaya, parçalanmaya çalışılmıştır.Tepe bütününün harap olmuş kısımlarını ifade eden oyukları içerisinde Kızılca Gün de yakılan ateş dolaşır. Türk gelenekleri içinde amacı bir devletin sonlanıp yeni bir devletin kurulduğunu ifade edegelmiş olan ve sorunlara çözüm oluşturabilmek adına toplanmaya çağrı için yakılan bu ateş, aynı zamanda Mustafa Kemal’in Ankara’da 27 Aralık 1919’da karşılanmasını temsil eder.
 
 
Anma alanının kavramsal açıklaması:
19 Mayıs’da Mustafa Kemal, yurdu örgütlemeye başlayarak Kurtuluş Savaşını resmen başlatmış, Milli Mücadele çarpıcı şekilde devam etmektedir. 23 Nisan 1920’de Meclis vatanın kalbi Ankara’da oluşturulmuştur. Yabancı kuvvetler yurdun büyük bölümünde işgal faaliyetlerini sürdürmekte ve Ankara’ya çok yaklaşmış bulunmaktadırlar. Durum bu kadar elim halde iken işgal kuvvetlerinin ilerleyebildikleri son nokta Haymana’daki Çal Dağı tepeleridir. Kurtuluş Savaşı içindeki en önemli kırılma noktalarından biri olan bu tepelerde gerçekleşen çarpışmalar sonunda, işgal kuvvetleri için İzmir’de denize dökülene ve yurdun diğer kısımlarında işgalleri sonlandırana dek bir geriye dönüş süreci başlayacaktır. Bu dönemdeki ulus birlikteliğini ifade edecek şekilde, anıt, Kurtuluş Mücadelesi ile yurdun dört bir yanında oluşan direnişin bir bütün olarak bir araya gelmesini ve dönerek tek ülkü doğrultusunda birleşmesini,  planda her biri bir diğerini bileğinden kavrayan dört kolu çağrıştıracak şekilde sembolize eder. Birleşen kuvvetleri temsil eden bloklar büyüklü küçüklü oldukları ve farklı noktalardan geldikleri halde bütünlüğü ve dayanışmayı anlatırlar. Birlikteliğin kütlesel ifadesi üstünde yer aldığı topoğrafyaya tezat oluşturacak şekilde duru ve heybetlidir. Bu topraklardaki Cumhuriyetin ardında yatan çetin zamanların, olayların ve kurtuluş mücadelesinin sonunda ortaya çıktığını anıtın duru halinin bastığı çorak topoğrafya ile ilişkisi verir. En yüksek kolu Kurtuluş Savaşının dönüm noktasını oluşturan Sakarya Savaşlarının gerçekleştiği cephelerden Ankara’ya en yakını olan Çal Dağları savunma cephesine bakar. Birleşim ile ortaya çıkan mekân bir ocak formundadır.  Bu ocağın ışığı vatan ve ulusun sürekliliğini ifade eder. Rampa sarmalının iç cepheleri üzerinden aydınlatılan anıtta, gün ışığı yokluğunda ocak, uzaklardan yanar şekilde kendini gösterecektir.
 
 
– Üst ölçek kararları :
Çaldağ Tepesi, kent lekesi sonunda Ankara’nın güneyindeki ormanlık alanlar ile iç içe olan Eymir ve Mogan Göllerine doğru bakan, plan düzleminde ise kent sınırının Ankara merkeze doğru uzunca bir koy misali girişim yaptığı önemli bir nefeslenme aralığıdır. Bölgede anıt ve anma alanı tasarımı fırsatı ile yapılacak düzenlemede kucağını güney – güneybatıya açmış bu çorak bölgenin korunarak kent dokusunun Çaldağ Tepesini adeta sarıp yutmasına engel olunması, hemen önündeki ormanlık alanın olağan durumun tam tersi olarak (şehrin büyük yeşil dokuyu yutmasının tersine) şehre girişim yapıp sızması ve bir nefeslenme alanı oluşturulması amaçlanmıştır. Bu asıl fikirden hareket ile tepe eteklerinde yapılanmanın bittiği şu anki sınır güçlendirilmiş ve tepe bölgesi mümkün olduğunca büyük yeşil cidarlı ve doğal bir kent parkı olarak bırakılmıştır. İncelikli peyzaj düzenlemelerine özellikle gidilmemiş, oluşturulan büyük masif yeşilin anma alanı çoraklığını daha iyi ifade etmesi ve bir tampon olarak ortaya çıkararak odak alanı belirginleştirmesi sağlanmıştır. Kent dışındaki kırsal bütünün yeşil şeklinde kent içine doğru, ardılındaki park alanları ile ilişkilenip sızarak yayılması amaçlanır.